Bernardin de Saint-Pierre

19 Ocak 1737 tarihinde, Le Havre’da doğdu. Çocukluğundan itibaren hayalci ve maceracı bir ruha sahipti. Yalnızca doğanın cazibesinden etkilenen Bernardin de Saint-Pierre, ev ödevlerinden hoşlanmıyor ve görevlerini her fırsatta erteliyordu; bir taraftan da huzursuz ve sinirli bir yapıya sahipti. 

On bir yaşındayken Caen’deki bir rahipten eski dillerin inceliklerini öğrendikten sonra, kendisine vaftiz annesi tarafından verilen “Robinson Crusoe” adlı kitabı hevesle okudu ve içinde seyahat etme arzusu uyandı. Amcalarından biri, Martinik’e giden bir geminin kaptanıydı; Bernardin de Saint-Pierre, henüz on iki yaşındayken amcası tarafından gemiye alındı. Ancak hiçbir şey hayal ettiği gibi olmadı; seyrüsefer yorgunluğu ile yerine getirmeye mecbur bırakıldığı görevler, deniz hayatından soğumasına neden oldu. Bunun üzerine La Havre’ya döndü ve Cean’deki Cizvit Kolejinde öğrenim görmeye başladı. Daha sonra Ecole Nationale des Ponts et Chaussées’e girdi ve buradan mühendis olarak mezun oldu. Mezuniyetinin ardından Versailles’da dönemin Savaş Bakanı tarafından kurulan Genç Mühendisler grubuna katıldı.

Düsseldorf ordusuna gönderildi lakin itaatsizliği nedeniyle görevden alındı. Bunun üzerine Le Havre’ya, babasının yanına dönse de burada çok fazla  kalamadı ve oldukça sefil bir vaziyette Paris’e geldi. Ertesi yıl, Malta Adası’nda mühendis olarak görev almayı başardı ancak beklenen savaş çıkmayınca matematik öğretmenliği yapmak amacıyla Paris’e döndü. Lakin bu kez de kendisine öğrenci bulamadı. Sefaletten kurtulabilmek için çeşitli yollar denese de tüm girişmleri başarısızlıkla sonuçlandı. Şansını yurt dışında denemeye karar verdi ve biraz borç parayla Hollanda’ya gitti; burada da hükûmete sunduğu proje onaylanmadı. Bir kez daha şansını denemek için Berlin’e gitti lakin burada da kendisine bir geçim kaynağı bulamadı ve Kasım 1766’da Fransa’ya döndü. 

Hiçbir geliri olmayan, borçlara boğulmuş, gittiği her yerden olumsuz dönüş alan Bernardin; o maceralı hayatını bir yazarınkiyle değiştirme noktasındaydı. Ville-d’Avray’e emekli oldu, orada rahiple birlikte bir oda kiraladı ve gözlemlerini, seyahat anılarını sırasıyla yazmaya başladı. Hollanda, Rusya, Polonya, Saksonya ve Prusya üzerine çeşitli yazılar kaleme aldı. Bu dönemdeki girişimlerini şu şekilde dile getirdi: "Dünyanın hareketi üzerine gözlemler topladım. Onlardan o kadar cesur, o kadar yeni ve o kadar yanıltıcı bir sistem oluşturdum ki onu kimseye iletmeye cesaret edemiyorum... Her şeye tutunuyor ve ipliklerin dalgalanmasına izin veriyorum."

Haziran 1771 tarihi itibarıyla Paris’e döndü ve Edebiyatçılar Derneği’ne sıklıkla gitmeye başladı. Julie de Lespinasse’nin salonunda düzenlenen bir davette katılımcılara takdim edildi lakin ansiklopedistlerin dünyasına ait olmadığını düşündü. Onun en yakın arkadaşı, saatlerce kır yürüyüşleri yapıp doğa ve insan ruhu hakkında uzun uzun konuşabildiği kişi;  Jean-Jacques Rousseau idi. 

Tüm okuma ve araştırmalarının nihayetinde, doğada işbaşında olan insanmerkezci ereklilik kuramını en basit içimde ifade eden kişi olarak anıldı. Teorisini temel olarak şu şekilde dile getirdi: “Meyvelerin şekil ve boyutlarında daha az kolaylık yoktur. Kiraz ve erik gibi insan ağzı için kesilmiş niceleri vardır; armut ve elma gibi diğerleri eli için; diğerleri kavun gibi çok daha büyük, kaburgalarla bölünmüş ve ailece yenecek gibi görünüyor. Hindistan’da jacq ve ülkemizde komşularla paylaşılabilecek bal kabağı gibi bazıları bile var. Doğa, sıcak ülkelerde ona gölge verecek yaprakların boyutuyla, insanı beslemek için tasarlanan meyvelerin çeşitli boyutlarıyla aynı oranları izlemiş görünüyor çünkü onları tek bir kişiyi, bütün bir aileyi ve aynı mezranın tüm sakinlerini barındıracak şekilde oymuştur."

1792 yılında, kendisi elli beş yaşındayken; henüz yirmi iki yaşında olan Félicité Didot ile evlendi. Aynı yıl, Jardin du Roi Müfettişi olarak atandı. Yer aldığı çeşitli görevlerin ardından Konvansiyon tarafından Normal III. Sınıf Okulunda ahlak dersi evrmeye çağrıldı. Kürsüde yalnızca bir-iki kez göründü, konuşmasını yaptı ancak tüm alkışlara rağmen cümle kurma, iyi konuşma yeteneğine sahip olmadığını kabullendi. 

1795 yılında Institut de France’ın bir üyesi oldu, burada romantizmin öncüsü Louis-Sébastien Mercier ile sık sık sohbet etme ve tartışmalar düzenleme fırsatı buldu. 

Tüm yaşamı boyunca, halkının iyilikseverlikle bir arada bulunabileceği, bir tür ideal cumhuriyet hayali kurdu lakin bir müddet sonra çok uzaktaki projelerin peşinden koşmaktan vazgeçti. Bernardin, bir şeyleri gerçekleştirmek istemek yerine onları hayata geçirmeyi kafasına koydu. 

“Arcadia” adlı şiirinde hayalini kurduğu ideal cumhuriyeti anlattı. 

Elli yaşınayken “Paul ile Virginie” adlı eserini halka teslim etmeyi kafasına koydu. Paul ile Virginie; yazarın gözlemlerinin, meditasyonlarının ve tüm deneyimlerinin bir meyvesiydi. 

Yaşamı boyunca daha birçok esere imza attı ve 21 Ocak 1814 tarihinde, 77 yaşında vefat etti.

Kaynak: https://fr.wikipedia.org/wiki/Jacques-Henri_Bernardin_de_Saint-Pierre

https://www.temayayinlari.com/urun/paul-ile-virginie/